Fatiha’nın, İhlas’ın geliş amacı, bunların Kurân’da yer almasının amacı bunların ölülere okunması değildir.
Fatiha bir sözleşmedir. Kulun Allah’a karşı ondan başka kimseye tapmayacağına, kimseye kulluk etmeyeceğine, kimseye dilenmeyeceğine sadece Allah’ı bileceğine, kabul edeceğine ve O’nun takdir ettiği yoldan gideceğine dair söz vermesidir.
İhlas suresinde Allah bize kendisini anlatarak bize diyor ki: “Allah birdir, tekdir, doğmamıştır, doğrulmamıştır, kimseye muhtaç değildir, yarattıklarına benzemez” de diyerek kendisini anlatmaktadır.
Peygamberimizi, Allah’ı tanımlarken bunun cenaze ile, ölümle, mezarla ne işi olabilir?
He şeyin bir amacı vardır. Doktor size reçete yazar, o reçetedeki ilaçları gider alırsınız, kullanırsınız Allah’ın izniyle şifa bulursunuz. Her cihazın bir kullanma kılavuzu vardır, o kılavuza göre cihazı kullanırsınız. Ve o kılavuzda o cihazın kullanma amacı vardır.
Kurân’ın geliş amacı, Kurân’daki öğretilerin, mesajların, kıssaların, emirlerin, yasakların, cennet tasvirlerinin, cehennem tasvirlerinin bir amacı vardır. İnsanı terbiye etmek, insanın tekrar yola gelmesini sağlamak, insanı irşad etmek onun önünü açmak, hayatını düzene sokmak, daha disiplinli, daha düzeyli, daha düzenli, daha güzel bir hayat yaşamasını sağlamak. Fatiha bir sözleşmedir. Fatiha’nın ölenle ile ne işi var?
Çok daha komik bir şey var. Cenazelerde cenaze duasını bilenler cenaze duasını bilmeyenler Fatiha’yı cenaze duası niyetiyle okusun!
Cenaze duası diye bir şey yok ki. Cenazeye gidersiniz ölen kardeşinize istediğiniz gibi dua edersiniz.
Biriniz derki: “Allah çoluğuna çocuğuna sabır versin, metanet versin. Babalarının, anneelerinin boşluğunu hissetmesinler”
Diğeriniz der ki: “Allah’ım ölen kardeşime rahmet et, mekanını cennet et, günahlarını bağışla, biz bunu Sana imanet ediyoruz. Sana teslim ediyoruz. Kardeşimize yardım et.” Herkes kendi diliyle kendi dünyası ile ölen kişi ile kendi ilişkisi neticesinde ona dua eder.
Dua niyeti ile Fatiha böyle bir şey olmaz. Fatiha bir sözleşmedir. İhlas Allah’ı tanımlar, Allah’ı anlatır. Bunların ölüyle, mezarla, mezarda yatan ile bunların uzaktan yakından alakası yoktur.
Mezarlığa niçin gideriz?
Biz mezar ziyaretine ölümü hatırlamak için gidiyoruz. Oradaki insanları hatırlayarak bizim de bir gün öleceğimizi bizim de bir gün bu fani alemden göç edeceğimizi hatırlamak ve davranışlarımıza, yaşantımıza çeki düzen vermek için gidiyoruz. Biz mezarlıklara Kurân okumak için gitmiyoruz ki.
Peki mezarlığa gittiğimiz zaman ne okuyacağız? Ne yapacağız peki?
Gitmişken “Ey burada cesetleri defnedilmiş olan kardeşlerim! Yüce Rabbimizin selamı üzerlerinize olsun. Allah’ın rahmetini, merhametini, mağfiretini sizlerden esirgemesin. Yüce Rabbim makamınızı, mekanınızı cennet eylesin, günahlarınızı bağışlasın” diye dua ederiz. Orada oturur 5-10 dakika tefekkür eder ayrılırız.
Comments