Soru: KURÂN’DA KÖLELİK NEDEN KALDIRIL MADI?
Yanlış soru. Kurân’da kölelik kaldırılmıştır. Hem de çok net bir şekilde.
13’üncü ayette görüyoruz ki “özgür olmayanı kurtarmak” Allah’u Teala’nın verdiği emirlerden biri.
Kendimizi Kurân’ın indiği dönemde o toplumda yaşadığımızı düşünelim. Bu toplumda köleliğin olduğu biliyoruz. Ve bu zamanda Allah’u Teala bir mesaj indiriyor. Ve diyor ki: “Ayetlerimi inkâr edenleri ateşe atacağım.”
Ve şunu da söylüyor: “Ne var ki o kişiler zor yola dayanamadı, zor yola gelemediler. Benim birtakım emirlerim onlara zor geldi. Bu nedenle ayetlerimi inkâr ettiler bu nedenle ateşe gidiyorlar” diyor.
Nedir bu zor yol diye baktığımızda;
Mesela kıtlık anında yetim ve yoksulu doyuramıyorlar. Bu zor geliyor.
Özgür olmayanı kurtaramıyorlar.
Şayet Allah’u Teala özgür olmayanı kurtarmayanı kınıyorsa yani özgür olmayanı kurtarmak için çalışmıyorsa, kınanıyorsa, bunu yapmadığı için ateşe atılmakla tehdit ediliyorsa bu kitabın köleliği serbest bıraktığını, meşru kıldığını, kaldırmadığını söylemek insaflı olur mu?
Bazı insanlar Kurân’ın üslubunu göz ardı ederek şöyle sorular soruyorlar: “Ben bunu anlamadım. Neden bir ceza hukuku maddesinde olduğu gibi “Madde 3: Kölelik kaldırılmıştır” şeklinde bir ibare yok diye soruyorlar.
Halbuki Kurân’a baktığımız zaman onun insanları harekete geçirmek için çoğu zaman duygulara hitap edecek üsluplar kullandığını görürüz.
Mesela; Gıybet haramdır, gıybet kötüdür yerine gıybeti anlatırken, gıybeti kardeşinin etini ölü halde iken yemekle benzetir. Ve böylelikle insanlara tiksindiniz değil mi diye sorarak insanları gıybetten uzaklaştırır. (Hucurat:12) Yani direkt duygularına hitap eder. Bu çok daha etkileyici değil mi?
Mesela; içki ve Kumar haramdır, günahtır yerine, şeytan işi pisliktir der. (5:90)
Mesela; fakirlere yardım etmek yerine kim Allah’a borç verecek der. (Hadid:11) Düşünün! Allah’a borç vermek. Alemlerin Rabbine bir insan nasıl borç verir? Burada mecaz kast edildiği belli. Ve bununda insanların duygularını harekete geçirmek için olduğu belli.
Bu Beled suresinin 13’üncü ayetine baktığımız zaman görüyoruz ki Allah’u Teala biz den harekete geçmemizi istiyor. Ve bunu o kadar net bir üslupla söylüyor ki, bunu yapmazsanız sizi ateşe atarım diyor. O halde Allah’u Teala’nın Müslümanların, insanların köle sahibi olmasını hoş karşıladığını, meşru gördüğünü söylemek en hafif tabirle metni anlamamaktır.
Kölelik ile ilgili ayetlerde geleneksel din anlayışı, hâkim gelenek çok ciddi tahribatlar yapmış. Kurân’daki bazı kelimelerin anlamını çarpıtmış, bazı kelimeleri iç içe geçirmiş ve çeşitli din adamları ile yöneticiler el birliği ile sanki Kurân, İslam köleliğe izin veriyormuş gibi göstermişler. İşte bunun için de Allah Resul’ü ve sahabelerin çeşitli köleleri olduğunu onların cariyeleri olduğunu iddia etmişler böyle yalanlar söylemişler.
Beled suresi 13’üncü ayeti inceleyecek olursak:
Fekkü rekabetin. “Özgür olmayanı kurtarmaktır.” Özgür olmayanı kurtarmak şeklinde geçen kelime aslında köle kelimesi değil. Ayette “RaKaBe” kelimesi geçmektedir. Bu köleyi de içine alan, köleyi de kapsayan daha geniş bir kavramdır.
Şöyle ki gelenek bu kelimeyi boyun anlamına geldiğini söylüyor ve diyor ki “boyundan kast edilen köledir, insandır.”
Ben bu görüşe katılmıyorum. Çünkü rakabe kelimesinin geçmiş olduğu diğer ayetlere baktığımız zaman bu kelimenin kök anlamının gözetlemek olduğunu görüyorum.
Mesela;
Hud:93 (Şuayb): “Siz gözetleyip durun, ben de sizinle birlikte gözetleyeceğim.”
Kaf:18 “Yanında gözetleyen tanıklar olmaksızın ağzından bir söz çıkmaz.”
Nisa :1 “Allah elbette sizi gözetlemektedir.”
Ahzap:52 “Allah her şeyi gözetleyendir.”
Yani rakabe kelimesi gözetlemek anlamına gelmektedir.
Beled 13’üncü ayetinde “Özgür olmayanı kurtarmaktır.” Şeklinde çevirdiğim kelime, gözetim altında olan, özgürlüğü elinde olmayan kişi demektir.
Bazı kişilerde şöyle eleştirilerde bulunmaktadır. Kurân çeşitli emirler vermiştir mesala;
Nisa : 92’de, hatayla birini öldüren kimsenin köle azat etmesi söylenir…
Maide :98’da yemin kefareti için on yoksul doyurmak veya köle azat etmek diye çevrilir..
Tevbe:60’da sadaka verilecek 7 sınıftan biri de kölelerdir…
Mücadele:3’de de zıhar cezası olarak köle azat etmek geçer şeklinde birtakım itirazlarda bulunurlar ve derler ki ‘toplumumuzda köle kalmadı o halde bu ayetler uygulanamaz,’ şeklinde bir yaklaşımda bulunurlar.
Bunlara 2 cevap veriyoruz:
1- Ayette köle kelimesi geçmiyor. Köleyi de kapsayan daha geniş bir kelime geçiyor. Özgürlüğü elinde olmayan, gözetim altında olan kişi, rakabe kelimesi.
Mesela günümüz Türkiye’sini düşünelim. Bildik anlamda köle yok. Ama rakabe var. Yani bir adamın borcu vardır, işyerine hacze gelinmiştir. Ve adam işyerindeki hacizden kurtulmak için taahhüt vermiştir ve taahhüdü de yerine getiremeyince hapse girmiştir. Bu durumda olan pek çok insan var.
Adam boşanmıştır. Eski eşine çocuk nafaka veriyordur. Fakat zor duruma düşüp bu nafakayı ödeyememiştir. Şikâyet sonucunda da adam hapse girer nafakayı ödeyene kadar.
Kısacası bu gibi ve buna benzer çok örnek bulabiliriz. Borcundan dolayı özgürlüğü elinden alınan kişi, borcundan dolayı istemediği işte çalışmak zorunda kalan, hareket edemeyen, durumu bozulan pek çok kişiyi bu sınıfa alabilirsiniz.
2- Dünyada köleliğin falan kalktığı yok. Bugün bildiğimiz anlamda 27 milyon civarında köle var dünyada.
Rabbimiz sadece indiği döneme hitap etseydi köle kelimesini kullanır geçerdi. Ama köle yerine daha geniş kapsamlı bir kelime kullanarak daha geniş bir zaman diliminde geçerli olacak bir emir vermiş oluyor.
Kurân’da köle kavramı ABD kelimesi ile ifade ediliyor.
Bakara 178: “Ey iman edenler! Öldürmede size kısas yazıldı. Hüre karşı hür, köleye köle..
Kadın köle için Emet kelimesi kullanılıyor.
Bakara 221: İman etmedikçe müşrik kadınları nikahlamayın. İman eden bir kadın öle (emetun) sizin ilginizi çeken müşrik kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman etmedikçe nikahlamayın. Mümin bir erkek köle (ABD) sizin ilginizi çeken müşrik erkekten daha hayırlıdır.
Nur:32 Bekarlarınızı, erkek köleleriniz (ibadikum) ve kadın kölelerinizin (imaikum) salih olanları ile nikahlayın...
Comments